12 May 2022
Hayatım boyunca mesleğimin talepleri ve Seyahat etmeyi sevdiğim için birçok ülkeye gittim, birbirinden harika yolculuklarda yabancı olaylara ve mucizelere tanık oldum, yeni insanlarla tanıştım. Ama son seyahatim Antalya - hayatımın en güzel, en saf ve en masalsı seyahatiydi ve hala orada yaşıyorum. Siz yolda ilerlerken ayaklarınız yerden kopuyor ve bir anda kıyıya sığmayan denize giriyor. Hissetmeye bile vaktiniz olmayacak... ve arkanizda yemyeşil bir orman... Burada geçirdiğim birkaç mucizevi günü uzatmak için gece 3 saatten fazla uyumadım - her sabah denize gittim ve saatlerce sahil boyunca yürüdüm. Yüzleri ve kalpleri güzel Özbek gazetecilerle birlikte Antalya merkeze de gittik. Eşsiz ve güzel sokaklar, şehir gibi açık yüzlü, güzel ve kibar insanlar.. Havayı yakalayan masalsı koku... Sanki saatler durmuştu, sanki burada zaman hüküm sürmüyordu.
Bu arada bu gezilerimizde bize eşlik eden İstanbul'daki True Blue Seyahat Acentası müdürü rehberimiz Yılmazbey Özlük, ülkenin geçmişine dair birçok hikaye anlattı. 130 yılında Antalya'yı (Attalia) ziyaret eden Roma imparatoru Adrian adına yaptırılan Adrian Kapısı'ndan (Hadrian Kapısı) girdikten sonra meslektaşlarım Timur, Zamira ve Aziza dükkânlarda kayboldu, Yılmazbey'le gizemli sokaklarda, kavşaklarda yürüdük; efsaneler anlattık; kitaplar hakkında tartıştık ve 2 saat sonra kavşaklar bizi tekrar Adrian Kapısı'na getirdi.. Geçmişte yaşananları sanki kendileri görmüş gibi anlatan efsaneler o insan dilinde daha uğursuz görünüyordu.
Antalya, burada toplanan 26 Özbek ve Kazak medyası için gerçek bir güvenlik noktası haline geldi ve bu ortaklık bizim için gerekliydi. Şüphesiz Yılmazbey Özlük kardeşimiz de bizi izledikten sonra memleketine döndü. Dostluğun, bağlılığın, samimiyetin için olduğu kadar kitaplar için de teşekkürler Yılmazbey!
Sabohat Rahmon (gazeteci, Taşkent.Özbekistan)